Ana içeriğe atla

Kayıtlar

hadisler etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Günah Olarak Yeter

           Ebu Hureyre radıyallahu anh, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin'in şöyle buyurduğunu söyledi: - Her duyduğunu söylemesi, kişiye günah olarak yeter.    Kişinin her duyduğunu, sosyal medyada okuduğunu, değişik kanallardan edindiği bilgileri hiç araştırmadan, tahlil etmeden, önünü ardını düşünmeden aktarması hadisi şerifte de ifade edildiği gibi günah olarak  kişiye yeter.  Peki Neden? İşittikleri arasında yalan veya iftira varsa, onları başkasına aktarmakla kendisi de yalan ve iftiraya ortak olmuş olur. Bilmediğin şeyin ardına düşme, çünkü göz, kulak ve kalp hepsi sorumludur, mutlaka sorguya çekilecektir."                             (İsra, 17/36) İşittiğini aynen muhafaza edebilen insan sayısı da azdır. Onun için pek çok insan, işittiklerini naklederken kendisinden de bir şeyler ilave eder. Ve bu ilâve ettikleri sözlerle de hab...

Temiz miyiz?

Temizlik imanın yarısıdır” buyurmuştur Allah Resulü Hz Muhammed Efendimiz ,sallallahu aleyhi ve sellem, bir hadis-i şereflerinde  “ Peki bu temizlik, sadece bedeni kirlerden arındırmaktan ibaret midir?    Kişinin dilinin temizliği, ahlâkının temizliği bedeninin temizliği kadar önem değil midir?    Konuştuğu zaman yalan söylemeyen, küfür etmeyen, dedikodu yapmayan, iftira etmeyen, boş sözlerle insanları eğlendirmeye uğraşmayan, boş sözlerden uzak duran,  başkalarının yaptıklarıyla alay etmeyen diller, temizliğin ve imanın insandaki  somutlaşmış şeklidir.   Ne yazıktır ki insanların büyük bir çoğunluğu yalan, küfür, dedikodu ve boş sözlerin peşinden ömür geçirmekteler. En'am Suresi 6. Ayette bu insanları şu şekilde tarif ediyor Allah (cc): Yeryüzünde bulunanların çoğuna uyacak olursan, seni Allah´ın yolundan saptırırlar. Onlar zandan başka bir şeye tâbi olmaz, yalandan başka söz de söylemezler. Nisa Suresi 4.Ayette Allah'ın adını vererek...

Kim İyiliği Emrediyor?

  Ebu Said el-Hudri radıyallahu anh Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin şöyle söylediğini işittim, dedi: - Sizden herhangi biriniz bir kötülük görürse onu hemen eliyle değiştirsin. Eğer buna gücü yetmiyorsa diliyle değiştirsin. Ona da gücü yetmiyorsa kalbiyle değiştirsin. İmanın en zayıfı da budur. Emr-i bi’l ma'ruf ve nehy-i ani’l münker ( iyiliği emretmek ve kötülükten men etmek) ümmete, kitab, sünnet ve icmâ ile sabit olan bir farzdır.  « Sizden hayra çağıran, iyiliği emredip, kötülüğü men eden bir cemaat bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.»                (Al-i İmran: 104)  Aile reisinin hanımı ve çocukları için, bir beldede, bu işi kendisinden başka yapacak kimse bulunmazsa o kimse için, iyiliği emir ve kötülükten men etmek farz-ı ayındır. (Farzı   ayn: Mükellef olan herkes tarafından mutlaka yerine getirilmesi îcâb eden farz demektir. Vakit namazlarını kılmak, oruç tutmak gibi.. .)...

Allah neye bakar?

Ebu Hureyre radıyallahu anh, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin şöyle dediğini rivayet etmiştir. - Şüphesiz ki, Allah sizin sûretlerinize ve mallarınıza bakmaz, lakin kâlblerinize ve amellerinize bakar. İnsanı yoktan var eden, ona şekil ve renk veren Allah (cc), kullarının vücut yapısına, rengine, şekline , dünyada kazandığı mallara, elde ettiği makama bakmaz. Onları bu zahirî durumuna göre değerlendirmez. Çünkü bunların hepsini insana O vermiştir. Allah verdiği nimetleri nasıl değerlendirdiğimizde bakar. Allah Teâlâ  kalbe ve imanın göstergesi olan güzel işlere bakar. « Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızı noksansız görür .» (Bakara: 110) « (Onlar Allah'a) iman edenler ve gönülleri Allah'ın zikri ile sükûnete erenlerdir. Bilesiniz ki kâlbler ancak Allah'ı anmakla sükûnet bulur .» (Rad: 28) Allah Teâlâ kulları, kâlblerindeki kuvvetli iman, takva, ahlâk-ı hâmide ve Allah rızası için yaptığı sâlih ameller karşılığında mükafatlandıracaktır. İnsana düşen, bü...

Hadis-i Kutsi

Hadis-i kudsi Allah tarafından vahiy, ilham, rüya gibi değişik bilgi edinme yolları ile anlamı Hz. Peygamber’e bildirilen, onun tarafından kendi ifade ve üslûbu ile Allah’a nisbet edilerek rivayet edilen, Kur’an’la herhangi bir ilgisi bulunmadığı gibi i‘câz vasfı da olmayan hadis” şeklinde tanımlamak mümkündür. Bu tür hadislerin kudsî olarak nitelendirilmesi mânanın Allah’a aidiyeti, hadis denilmesi de Resûl-i Ekrem tarafından dile getirilmiş olması sebebiyledir.  Hazret-i Enes (r.a.) anlatıyor: Resûl-i Ekrem (s.a.s.) Efendimiz Allah Teâlâ’dan rivâyet ederek şu kudsî hadisi nakil buyurdular: “Ey âdemoğlu! Sen bana duâ ve ricâda bulunduğun zaman sende bulunan günahları kayıtsız olarak mağfiret ederim. Ey âdemoğlu! Günahların gökleri dolduracak dereceye ulaşsa da bana istiğfar etsen, günahlarını mağfiret ederim. Ey âdemoğlu! Yeryüzünü dolduracak günahlarla huzuruma gelsen, şirk koşmadığın halde bana kavuşursan, yeryüzünü dolduracak kadar bir mağfiretle mukabele eder, seni...

Niye Yalan?

Hz. Peygamber (s.a.s) şöyle buyurmuştur:  “ Siz kendi adınıza bana altı şeyi garanti edin, ben de size cenneti garanti edeyim:         *Konuştuğunuzda doğru söyleyin.  *Va’d ettiğiniz zaman vadinizi yerine getirin.  *Size bir şey emanet edildiğinde emanete riâyet edin. *İffetinizi koruyun.  *Harama bakmaktan sakının  *Elinizi (haksızlık ve haramdan) çekin. ”    (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 5 / 323) Hadiste ilk dikkatimi çeken altı madde içinde ibadete dair herhangi bir sorumluluktan söz etmemiş olması. Sosyal yaşamı düzenleyen, insanların birbirlerine zararının dokunmasını engelleyen altı özellik . Buradan kimse ibadetler hakkında kendine bir şeyler çıkarmaya çalışmasın. Müslümanın sosyal yaşama aktaracağı ibadeti değil ahlakı olduğu gerçeğine dikkat çekmek isterim. İyi bir insan ve iyi bir mü’minde olması gereken bu altı temel özellik yaşadığımız dünyada ne yazık ki bir avuç insanda kaldı. Bize düşen de o bir avucun içinde olmak ...

Dosdoğru ol

    Ey Allah’ın Rasûlü, bana İslam hakkında öyle bir şey söyle ki, senden başka kimseye bu hususta soru sormama gerek kalmasın.” diyen Süfyan b. Abdullah'a  Allah Rasûlü (s.a.s.) şöyle demiştir: “ Allah’a iman ettim de, sonra da dosdoğru ol .”                    (Müslim, Îmân, 62.)   Rasûlüllah Efendimizin az kelimeyle çok kapsamlı manalara işaret ettiği hadisinde müminlere İslam dinini yaşama konusunda temel bir  ilke sunmaktadır: iman etmek ve istikamet sahibi olmak.    Başka bir ifadeyle bir olan Allah’a inanmak ve ömür boyu bu inancın gereklerine uygun dosdoğru bir hayat sürmek.        “ Dosdoğru ol !” emri, öncelikle “Allah’a iman ettim” diyen kişinin tevhid inancında tereddütsüz, tutarlı ve kararlı olması gerektiğini ifade eder. İnanç sahibi olan kişi, zayıf hallerinde acziyetinin farkındalığıyla “ Rabbim büyüktür ” dediği gibi bütün dünyaya hâkim olacak güçte ...

İyilik-kötülük

Allah Rasulü,  “ iyilik güzel  ahlaktır. Kötülük ise nefsini (vicdânını) tırmalayan ve insanların bilmesini istemediğin şeydir” buyurdu .                                     (Tirmizî, “Zühd”, 52)  “ İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı taraflarına çevirmeniz değildir. Asıl  iyilik, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitap ve peygamberlere iman edenlerin, mala olan sevgilerine rağmen, onu yakınlara, yetimlere,  yoksullara, yolda kalmışa, (ihtiyacından dolayı) isteyene ve (özgürleşmeleri için) kölelere verenlerin, namazı kılan, zekatı veren, antlaşma yaptıklarında sözlerini yerine getirenlerin, sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabredenlerin tutum ve davranışlarıdır. İşte doğru olanlar ve Allah’a karşı gelmekten sakınanlar (muttakîler) bunlardır. ” (Bakara, 2/177) Kıblenin değiştirilmesini bahane edip Müslümanların kalbine şüphe sokmak isteyen Yahudiler hak...

Akıllı İnsan

  Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin şöyle buyurmuştur: - Akıllı adam, nefsini hesaba çeker ve ölümden sonraki hayat için iyi amel işler. Aciz adam nefsini hevasına uydurur, sonra Allah'tan (mağfiret) temenni eder. (İbn-i Mace) Yarın için hazırlık yapan Müslüman akıllı insandır. Hiçbir hazırlık yapmadan, nefsinin isteklerine göre yaşayıp ölmeye yakın ibadet etmeye çabalamaz.Son gün sınav hazırlığı yapan başarısız öğrenciler gibi olmaz. Başkalarının ne dediğine değil, Allah (cc) ve Resulünün (sav) ne dediğine bakar ve ona göre yaşar. Allah Teâlâ akl-ı selim sahiblerini övmüştür ve onların vasıflarını şöyle bildirmiştir . «Rabb’ından sana indirilenin hak olduğunu bilen kimse (inkâr eden) kör kimse gibi olur mu? Bunu ancak akl-ı selim sahibleri anlar. Onlar Allah'ın gözetilmesini emrettiği şeyleri gözeten, Rablarından sakınan ve kötü hesaptan korkan kimselerdir. Yine onlar Rablarının rızasını isteyerek sabreden, namazı dosdoğru kılan, kendilerine verdiğimiz rızı...

Arkadaşın kim?

Ebu Hureyre radıyallahu anh Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:  Kişi arkadaşının dini üzerinedir. Sizden her biriniz kiminle arkadaşlık yaptığına baksın. Kişinin arkadaşındaki ahlâk, güzellik ve iyiliklerden ne varsa ona benzer şeyler, kendisinde de var demektir.  Peki iyi insan kimdir? Allah (cc) iyi insanları şöyle tarif ediyor: Onlar, Allah´a ve ahiret gününe inanırlar; iyiliği emreder, kötülükten men ederler; hayırlı işlere koşuşurlar. İşte bunlar iyi insanlardandır.             (Âl-i İmrân 3) Arkadaşı kötü biriyse onda bulunan kötü davranış, ahlâksızlık, yalancılık, boş işler, aşırılıklar da farkında olsa da olmasa da kendisinde de mevcuttur. Çünkü zıtlar uzun müddet bir arada bulunamaz.  Su ateşe dökülünce ya ateş söner ya da su buharlaşarak su olmaktan çıkar. Zıt karakterler  ya ayrılırlar veya biri diğerini hazmeder. Zıt olmayanlar ise uyum içindedirler ve birbirine destek olu...

Boş Sözler

Ebu Hureyre radıyallahu anh, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir. Malâyânîyi terk etmek kişinin İslâm’ının güzelliğindendir.  Malâyânî : Din ve dünya açısından faydası olmayan ve Allah rızasını kazanmak bakımından yararlı bulunmayan bütün sözlerdir.  Bir kişinin yediği yemekten, giydiği  elbiseden, evi için yaptığı alışverişten bahsetmesi gibi. Bunları konuşmak mübah olduğu hâlde, din ve dünyaya faydası olmayan sözlerdir. Mübah olan konuşmalar malâyanî olunca haram ve mekruh olan konuşmalar, evveliyetle malâyanî olur. Zaman , boş ve faydasız söz ve fiillerle ziyan edilmemelidir.   « Onlar ki, boş ve yararsız şeylerden yüz çevirirler. » (Mü'minun: 3)  Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: « Âdemoğlu sabahladığı zaman bütün organlar dilden kifayetli olmasını isteyerek derler ki: Bizim hakkımızda Allah'tan kork! Çünkü bizim istikametimiz sana bağlıdır. Sen istikamette olursan, biz de istikamette oluruz.Sen ...