Hepimizin ortak umudu mahşerde Allah'ın bizi affedip, temize çıkarması, cennete girmemize izin vermesi... İnşallah böyle de olur, diye dua etmekten de kendimi alamıyorum!
Al-i İmran suresi 129. ayette Allah (cc) bu umudumuz hakkında şöyle buyuruyor:
Göklerde ve yerde ne varsa Allah´ındır. Dilediğini bağışlar, dilediğine azap eder. Allah, çok bağışlayıcı ve çok merhametlidir.
Peki; bizim hakkımıza giren, bize hakaret eden, bizimle alay eden, bizim koyduğumuz sınırları aşan, arkamızdan hoşumuza gitmeyecek laflar etmiş birilerini, biz affedebiliyor muyuz?
Bunun üzerine uzun bir muhasebe yapmak gerekiyor.
İyice bir düşünmek gerekiyor.
Biz affedebiliyor muyuz?
Biz affedemiyorsak sıkıntı büyük demektir. Sen affetmezsen, sen hakkından vazgeçmezsen başkası vazgeçer mi ?
Bize yapıldığı zaman kızdığımız yanlışları acaba biz başkalarına yapmıyor muyuz? Tâbi ki de yapıyoruz. Hepimizin farkında olduğu ya da olmadığı hataları, günahları, yanlışları var. Yaşadığımız sürece de olacaktır. Önemli olan bunların yanlış olduğunu bilip tevbe etmek, helallik istemek ya da kötülüğü örtecek iyilikler yapmaktır.
Bize yapılanı da affedebilmektir.
Çünkü insan affede affede affa layık hale gelir.
Peygamber efendimiz Hz Muhammed sav "Merhamet etmeyen kimseye merhamet olunmaz” buyurmuşlardır.
(Buhârî, Edeb 18; Müslim, Fezâil 65. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 145;Tirmizî, Birr 12)
Peygamber Efendimiz, merhamet etmeyene merhamet edilmeyeceğini söyleyerek, dünyada başkalarına karşı sevgi, şefkat ve acıma hissi taşımayanlara, âhirette de Allah’ın acımayacağını bildirmiştir. Bu gerçek Kur’ân-ı Kerîm’de de şöyle ifade edilir:
“İyiliğin karşılığı, yalnız iyilik değil midir?” [Rahmân sûresi (55), 60].
Demek ki önce biz affedelim sonra Allah'ın bizi affetmesini, bizi temize çıkarmasını temenni edelim ki beklentimizin gerçekleşme ihtimali olsun.
Allah hepimizi affetsin.(Amin)