Rahmân ve rahîm olan Allah'ın adıyla:
“Muhakkak ki Allah adaleti, ihsanı, akrabaya karşı cömert olmayı emreder; hayâsızlığı, kötülüğü ve zorbalığı yasaklar. İşte Allah, aklınızı başınıza alasınız diye size böyle öğüt veriyor.”
(Nahl Sûresi, 16/90)
Allah (cc), insanlar için verdiği hükümlerde iyiliği emretmiş, kötülükten men etmiştir. İnsanlar bu hükümlere göre yaşamayı becerebilselerdi bugün dünya üzerinde adaletsizlik, yoksulluk, zulüm, hırsızlık ve savaşlar yaşanmazdı.
Daha fazlasına sahip olma hırsı, bugün dünyadaki adaletsizliğin en büyük sebebidir.
Kendileri için daha iyi bir yaşam isteyenler başkalarının hakkına sahip çıkabileceklerini düşündüler ve bugün sadece güçlünün haklı olduğu bir dünya düzeni kurmayı başardılar.
Allah (cc) Şuarâ sûresi'nde:
“İnsanların hakkı olan şeyleri kısmayın,
bozgunculuk yaparak yeryüzünde karışıklık çıkarmayın.” buyurmuş olması rağmen insanlar ayette verilen hükmü tanımadılar hatta hükümleri yeryüzünden silmek için ellerinden geleni de yaptılar, yapmaya da devam ediyorlar.
Her Müslüman'ın İslami yaşam biçimini yok etmek için çalışanları engellemek için yapabileceği pek çok şey var ki en önemlisi de birlikte hareket etme kararlılığıdır. Çünkü İslam düşmanlarının temel politikaları: Böl, parçala, yönet.
“Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı yapışın; bölünüp parçalanmayın. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani siz birbirinize düşman idiniz de Allah gönüllerinizi birleştirdi ve O’nun nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi Allah kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle açıklıyor ki doğru yolu bulasınız.”
(Âl-i İmrân Sûresi, 3/103)
“Ey iman edenler! Hep birden barışa girin. Sakın şeytanın peşinden gitmeyin; çünkü o, apaçık düşmanınızdır.”
(Bakara Sûresi, 2/208)
Yaşanan her türlü olumsuzluğu hayra çevirmek için çabalamak ya da en azından çabalayanlara destek olmak her Müslüman'ın görevidir.
Âl-i İmrân Sûresinde Allah (cc) bu konuda şöyle buyurmuştur:“İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun.
İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.”
( 3/104)
Yeryüzünün hemen hemen her yerinde insanlar katledilmekte, yok yere birçok insanın yaşamına son verilmektedir.
“... Bir cana kıymaya veya yeryüzünde fesat çıkarmaya karşılık olması dışında, kim bir kimseyi öldürürse bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir can kurtarırsa bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur.” Şüphesiz peygamberlerimiz onlara apaçık deliller getirdiler. Ama bundan sonra da onların çoğu yeryüzünde taşkınlık göstermektedirler.”
(Mâide Sûresi, 5/32)
“Müminler ancak kardeştirler, öyleyse iki kardeşinizin arasını düzeltin, Allah’a itaatsizlikten sakının ki rahmetine mazhar olasınız.”
(Hucurat Sûresi, 49/10)
“Ey iman edenler! Allah için hakkı titizlikle ayakta tutan, adalet ile şahitlik eden kimseler olun. Bir topluma olan kininiz sizi adaletsizliğe itmesin. Adil olun. Bu, Allah’a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.”
(Mâide Sûresi, 5/8)
“De ki: Gelin, rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım: O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anne babaya iyilik edin. Fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin; biz, sizin de onların da rızkını veririz. Kötülüklerin açığına da gizlisine de yaklaşmayın. Haklı bir sebep olmadıkça Allah’ın yasakladığı cana kıymayın. İşte bunları Allah size emretti; umulur ki düşünüp anlarsınız.”
(En‘âm Sûresi, 6/151)
“Allah size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size
ne güzel öğütler veriyor. Şüphesiz Allah her şeyi işitmekte, her şeyi görmektedir.”
(Nisâ Sûresi, 4/58)
“Ey iman edenler! Erkekler başka erkeklerle alay etmesinler; onlar kendilerinden daha iyi olabilirler; kadınlar da başka kadınlarla alay
etmesinler; alay edilen kadınlar alay edenlerden daha iyi olabilirler. Biriniz diğerinizi karalamayın, birbirinize kötü ad takmayın. İman ettikten sonra fâsıklıkla anılmak ne kötüdür! Günahlarına tövbe etmeyenler yok mu, işte zalimler onlardır.”
(Hucurat Sûresi, 49/11)
“Hak etmedikleri halde mümin erkek ve mümin kadınları incitenler apaçık bir bühtan ve günah yüklenmiş olmaktadırlar.”
(Ahzâb Sûresi, 33/58)